Bu aralar bloğa yeniden sardım. Çok özlemiş olmalıyım. İlk açtığım zamanlardaki heyecanım geri döndü diyebilirim.
Biraz değişmiş buraları. Bir iki takıldıktan sonra değişikliğe de alışırım. Orası sorun değil. Sorun olan, ben yokken belli bir kitleye ulaşmış insanların "deli dana" hastalığına yakalanıp, farklı düşünenlere dominant ve diktatör niteliğinde laf sokmaya çalışmaları.
Kimden öğrendi(ler) diyeceğim de, siyasete girmek istemiyorum.
"Noldu?" der dediğinizi duyar gibiyim. Pek birşey yok aslında. Kafamı karıştırıp uykumu kaçıracaklardan değil yani. Bugün Google+'da grupları gezerken gözüme çarpan bir yazı oldu. Vegan olmaktan, hayvanlara aslında tecavüz ettiğimizden, köyde yetişen hayvanları bile sömürdüğümüzden, vegan olmayanların "ağzını geğire geğire" içtiği sütten bahsediyordu.
Benim kalemimden çıkan kibar versiyonuydu tabi...
Veganların azımı dillere destan, elbette. Her farklı insan gibi onlarda inandıklarının doğrultusunda dimdik yürüyor. Lakin bana göre işid'den farklı değiller. Reel hayatta tanıdığım ya da tanımadığım çoğu vegan, vegan olmayanlara karşı ateş püskürüyor. Bu kadar kin nereden geliyor diyerekten şaşırıyorum. Anlıyorum. Benim dediğim doğru, bana boyun eğeceksiniz diyorsun da, senin düşüncelerine biz saygı duyuyorsak, sende bizim düşüncelerimize saygı duymak zorundasın. Sizin yaptığınız bilinçlendirme çemberinden çıkıp, tam tersi olarak ilerliyor.
Birde, insan nereden geldiğini hiç bir zaman unutmamalı. "Ben daha önce bilmiyordum" demek en basit kaçış yollarından bir tanesi. Hangi taşın altında kaç yüzyıl yattın? Kurban bayramındaki kavurmalar nasıldı bu sene? Eminim tadı damağında kalmıştır.
Yazdığı yazı bir kitap uzunluğunda olup, hepsini okumamama kızmış bir de küçük hanım. Oysaki benim yorumum "bilmediğim ve öğrenmek istiyorum" ile başlayıp onunkisi "Okuduklarını anlama yetisine sahipmişsin gibi gelmedi bana. O yüzden zahmet edip hiçbir şey yazma sana bundan fazla zaman ayıramayacağım" ile bitti.
Sözlerim adam akıllı sizi karşısına çekip, ben bu nedenle vegan oldum, biz böyle düşünüyoruz, şöyle yapmanıza anlam veremiyoruz diyenlerden dışarı tabiki.
Çok fazla uzatmayacağım. Demiştim ya, uykumu kaçıracak tarzdan değil. Yarın pazartesi, haftanın ilk iş günü. Öğlen yemeğinde yiyeceğim hamburgeri düşüneceğim daha. Vegan olmayanından.
İstersen tahta yiyerek yaşa, senin kararındır derim ve susarım ben. Demokrası budur benim için.
İşte böyle...Derin mevzular.
Aksiyon olunca heyecan da geri geliyor galiba.
"Haters make me famous." diyorum.
Umarım evini kara fatmalar basar ve "hayvan sevgisinden" onları öldüremez diye de son noktayı koyuyorum.
Sağlıkla Kalın.