Sevelim, Sevilelim.

Daha önce küçük şeylerin beni mutlu ettiğinden bahsetmiştim. Etmediysem bile, küçük şeyler ile sevinip mutlu olabilmeyi başarabilen o insanlardanım ben.

Geçen babam ile ev alışverişine gittik. Aslında ben hiç gitmem ama ne olduysa gidesim tuttu. Arabada da oturmadım hatta. Babamla birlikte içeri girdim. Alışverişimizi ve ödemeyi yaptık.

Buraya kadar herşey normaldi.

Çıkış kapısının önünde sağlı sollu fişi ve aldıklarınızı kontrol etmek için iki kişi bulunur hep. Bu sefer bir tek kişi vardı.

Uzaktan baktığımda onunda bana baktığını gördüm. Ama ben görmemiş gibi yaparak, bakışlarımı yere eğdim hemen. 

Babam sepeti tutuyordu ve bende fişi verdim. Adam fişe baktı. Ürünlerin adının ve fiyatının olduğu ön kısıma çizik attı ve sonra fişi ters çevirdi. Ben ne oldu acaba diye düşünene kadar fişte yuvarlak gördüm. Heralde gülen surat yapıyor dedim.

Çizimini bitirdikten sonra fişi bana verdi. Elime aldım. Adamın suratına baktım. Gülümsedim ve teşekkür ettim.

Ağzım kulaklarıma vardı resmen. "Milyonlarca kişi içinden beni seçmiş yeaaaa" diyerek havalara girdim. Kesin benim 15 yaşında bir ergen olduğumu düşündü ama olsun.

Kapıdan çıkar çıkmaz babam ver bakayım ne yapmış dedi. Fişi uzattım. Canı sıkılmış her halde, yapacak işi yok galiba dedi. 

Hahahahahaha.

Sevelim. Sevilelim! 
Yoksa bu dünya çekilmez.
Hepinize sanal olarak sarılıyorum. 
Sağlıkla Kalın.


4 comments:

  1. Replies
    1. Degil mi? Belki de gizli yetenegini ortaya cikartip meshur olma yolunda :)

      Delete
  2. Ne güzel... ben de herseyden mutluluk duyarim. Insan bunu ögrenebilir mi bilemiyorum ama mutlu olmak için çok ekstra seylere ihtiyaç duymamak çok güzel.

    ReplyDelete

Yorumunun ne kadar değerli olduğunu anlatmaya calışsam altından kalkamam. Bunu bil istedim.