Asi Kaptan

Hırçın denizlerin asi kaptanıyım bu aralar. Tükenmişlik sendromu da yaşıyor olabilirim. Hahahahahahah. Bu cümleme çok güldüm. Neyse. Üniversite öğrencilerinin şuanda bir aylık tatilde olmalarını kıskanıyor da olabilirim. Ya da çoğu arkadaşımın öğretmen olup onların da ara tatillerinin bu zamana denk gelmesi ve benim hala tıpış tıpış işe gidiyor olmam da canımı sıkıyor olabilir.

Çalışmak, okumaktan daha zormuş demek istiyorum bir kez daha. Bugün derse gitmesem de olur deyip yan gelip yattığım günlere deri dönmek istiyorum. Sihirli değneği olan? Paylaşmak sevginin bir parçasıdır, unutmayalım!

Çalışmanın en iyi avantajlarından bir tanesi tabiki de kazanılan para. Oda olmasa evde oturup FarmVille oynamaya razı olurdum her halde. Belki şans bir şekilde bana da gülerdi ve oyun oynaya oynaya boş bir yastık kılıfını para ile doldurabilirdim. Kim bilir? Gerçi etrafımdaki çoğu insan şanslı bir kişi olduğumu söyler ama bilemiyorum.

Her yer de yeni yıl yazıları görüyorum bu aralar. Yeni dilekler ile süslenmiş, duygu yüklü cümlelerinin tüm vücudu kapladığı bin bir çeşit yazılar. Çoğu kişinin dileği hemen hemen aynı. Hayallerimizin bile aynı olduğu bu dünyada farklı olmak için kürek çekiyoruz. Ne garip değil mi?

Bu arada Harry Potter'i tekrardan izledim. Son bölümde ağladım. Demiştim ya bu aralar hep hırçın hem duygusalım. Tekrardan izleyesim var. "Potter Head" olasım var. Starwars izlemeye çalıştım, başaramadım.

Yeni Zellandaya gitmek istiyorum....

Hayat akıp geçiyor. Durduran yok. Durdurma yolunu bulana kadar benim hayatımdan geçen ve hatıra olarak beynime kazılan bunlardı.

Siz ne yapıyorsunuz? Konuşmayalı bir hafta olmuş.

Sağlıkla Kalın.
Okumak istersen;
Zamanla Anlıyor İnsan

Ben Kezban Mıyım?

Türkiye'de yaşamıyor olmam beni bazı konular dışında bırakabiliyor. Lakin sosyal medya sağ olsun, bu arayı kapatmada çok işe yarıyor . Konu dışında olduğum bir kelime de Kezban idi. Kezban kelimesini bir ya da iki sene öncesine kadar hiç duymamıştım. Daha sonra caps'ler ile tanıştırıldım ve bir kaç yerde okudum.

Kimlere kezban denir diye biraz bakındım. Pek anlam veremedim açıkcası. Çünkü benim bir başka kişiye hitap etmeyeceğim bir kavram idi. Çünkü benim öğrendiğim, insanları görünüş ve düşüncelerine karşı ayırmamaktı. Ama gel gelelim bu aralar sık duyduğum, ve bana hitap edilen bir kelime olarak hayatıma girdi.

Normalde beni tanımayan insanların benim hakkımda yanlış düşüncelerini pek umursamam(yalan söyledi). Ama gel gelelim ne zaman şu YouTube olayına girdim, bazı yorumlar üzerine insanların düşüncelerine hayret ettim.

Her yoruma açığım aslında. Biliyorum Türkçem mükemmel değil. Biliyorum bir çok hatam var. Ama senin bana ağzını gere gere konuşuyorsun deyip önce konuşmayı öğren diye eklemen sence beni Türkçe ve Türk'lere yakınlaştırır mı? Ben bile tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır deyimini biliyorsam, senin neden haberin yok?

Ya da şöyle bir yorumun gelmesi....Bir de hemcinsimden. Şaşırdım.


Tabiki de herkes herkesi beğenmek zorunda değil. Tabiki de düşüncelerini dile getirebilirsin. Ama bi o insanlara bakıyorum bir de tam tersini iddaa edip beni pembe bulutların üzerine çıkartanlara. Nasıl bu kadar zıt fikirler olabilir?

Aslında bu konu üzerine biraz daha yazabilirim çünkü gelen kötü yorumlar bayağı kabarık ama sıkılmanızı istemem.

Gerçekten bilmek istiyorum. Ben kezban mıyım?

Sağlıkla ve Hosça Kalın.

Okumak istersen;

İzlemek istersen;
Kezbanlığımdan utandığım için yok.

Oda Bizi Duyacak mı?

"Kulağın nerede, evladım?" deriz yeni konuşmaya başlayan çoçuklara. Sonra ağzının, saçlarının, ellerinin nerede olduğunu sorarız. Beş duyumuzu ve daha fazlasını o zamanlardan öğrenmeye başlıyoruz işte.

Bugün radyoda duyduğum bir konuşmadan bahsedeceğim. Yaşlandıkça tat alamamayı daha önce duymuştum. Haberim vardı. Lakin koku alamamayı bilmiyordum. Şaşırdım açıkcası. Anosmi denilen şey koku duygusunun kaybıymış. Aslında şimdi düşündüm de, tad ve koku birbirlerine çok yakınlar. Sanırım o kadar da şaşırılacak bir konu değildi. Lakin ilginç geldi işte.

Sonra kendimce gene konuyu şükür etmeye getirdim. Ne kadar da bencil bir insanım! Gençliğimin kıymetini hiç bilmiyorum. Utandım.

Hayatım çok yoğun gibi geliyor, ama yaptıklarım elle görülür değil. Hayatın monotonluğu ile bir yandan öteki yana savruluyorum. Değiştirmem gerek deyip değiştirmek için bir takım işler yapmayan insanlar gibi olduğum için utanıyorum.

İş hayatı zor ağa. Öğrenciliğin kıymetini bilmeliydim. Bilin. Bilelim.
Sağlıkla Kalın.

Okumak istersen;
İzlemek istersen;

Karakter Bozukluğu

Bir arkadaşımız var. Aslında arkadaşım pek denmez ama, işte. Nasıl başlasam anlatmaya bilemedim.

Bazı insanlar vardır, karakteri herkese uyar. Sen hadi dışarı çıkalım dersin, hava yağmurlu evde film izleyelim der bir başkası. Sende hemen kabul edersin mesela. Bazı insanlar vardır, fikrini asla değiştirmez. Hayır yağmurda dışarı çıkacağız der. Ve sizi dışarı çıkarmak için uğraşıp durur. Bu arkadaş da, ikinci türden. 28 yaşlarında eline mesleğini almış, olgunlaşmış bir bayan'dan bahsediyorum. Buna nasıl olgunlaşmış diyebilirsek artık...

Aslında karakteri benim umrumda değildi. Ta ki o dakikalara kadar.

Uno oynuyorduk. Ve kural böyle diyerek bilmediğimiz birşey söyledi. Sonra siz oynamayı bilmiyorsunuz, ben oynamayacağım dedi. Hadi onun dediği olsun diye kuralı kabullendik. Sonra benim elimdeki iki kartı görür görmez Uno demeye başladı. Oysa ki kartı yere daha bırakmamıştım. Neymiş hemen söylemem gerekiyormuş, 2 kart çekecekmişim. 3.'de bunu yapınca ben patladım artık! Herkes de bir sakınlık, ben avazım çıktığı kadar bağırıyorum. Neymiş herkes beni tutuyormuş. Oyun böyleymiş. Bir oyunda bu kadar sinirlenilirmiymiş. Ben gene suskunluğumu korudum. Başka bir oyun oynadık ilerki saatlerde. Ve o oyunda da sürekli "Büşra çok masum gözüküyor ama söyle de böyle de" deyip deyip beni iğneledi. Ama ben gene sustum.

Olayı yaşarken orda olsaydınız eğer, dile getirmek istediğimi aslında çok daha iyi anlardınız. Olsun, kalpler bir olsun değil mi? 

Arkadaşıma "We hugged it off." demiş günün sonunda.
Tabi....Kara tahtama yazdım seni evlat!

Yok yeaaa, unuttum gitti. Bu yazı taslaklarımda kalmış.
Sağlıkla Kalın.

Okumak istersen;

İzlemek istersen;