Sevmiyorum

Özleyen, "özledim." desin mi? Evet evet, desin.

Özledim.

Polyanna olmasını çok severim. Ama sinirlenince de ağzımı açıp gözümü yummakdan kaçamıyorum malesef. Arkadaş arasında adımın dobra olmasını da sizden gizleyecek değilim. Ama gerçekten bazı konular var ki, bunların yapılmasından hiç hoşlanmıyorum. Amerikalılar buna "pet peeve" diyorlar. 

Mesela ben birisinin geç kalmasından hiç hoşlanmam. Eğer buluşmak için öğleden sonra 2'de adı lazım olmayan bir kafede buluşmaya söz vermiş isek, ben tam 2'de ya da daha erken orada olurum. Bekletilmeyi hiç ama hiç sevmem. Ki bu sebepten dolayı bende bekletmiyorum.

Zaman bu arkadaş, geri gelmiyor. Senin beni bekleterek zamanımı çalmaya ne hakkın var? Günah değil mi?

Neden insanlar geç kalmasını sever anlamıyorum. Böyle bir arkadaşa(arkadaşlara) sahibim ne yazıkki. Hele bir arkadaş var ki, hazırlanması en az 3 saat alıyor. Görünür de yaptığı bir şey de yok aslında. Eli yavaş diyeceğim o da pek doğru değil. Bir gün oturup, ne yapıyorsun sen diyerek psikolojisine bile inmeye çalıştık. Değişti mi? Hayır. İnsan 7'sinde nasılsa 70'inde de öyledir diyerek, Atalarımız zaten bize selam çakmış.

Anladım ki, büyüklük gene bende kalmalı. Onları da öyle kabul ediyorum. Kabul etmeyi öğrendim. 

Haydi durma sende haykır, seni en çok ne sinir eder?

Sağlıkla Kalın.
Okumak istersen;
İzlemek istersen;

Zamanla Anlıyor İnsan


Pembe bulutlardan inildiğinde, hayat gazete kağıdı ile silinmiş cam gibi parlıyor. Önüne geçip bakıldığında ufuk açık ve net gözüküyor. Olmazsa olmaz diye nitelendirdiğimiz kişilerin/hobilerin/etkinliklerin/davranışların aslında olmadan da çok güzel bir şekilde yaşandığı bir hayattan bahsediyorum. Peki abarttım. Olmadan da "dayanılabilir" bir şekilde yaşandığı bir hayattan bahsediyorum.

Sanırım insan hayatında herkesin adım attığı ve yaşadığı bir dönem noktası oluyor. O saatten sonra iniliyor o bulutlardan ve hayat işte o zaman başlıyor. Bu dönem noktasını sınırlandırmak istemiyorum çünkü kimsenin hayatı bir başkasınınkine eş değer değil. Lakin örnek vermek gerekirse, bir aşk yarası ya da hırs olabilir. Olgunlaşmakta bunun cabası.

Zamanla anlıyor insan.

"Çocuğum her gün fast-food yenmez." lafının önemini. E sağlık dede kapıyı ya çalacak ya da çalmış oluyor o anda çoğu zaman.

Zamanla anlıyor insan.

Anı yaşamanın aslında stres ve ruh hali için su gibi değerli ve bir içim olduğunu.

Ve yine zamanla anlıyor insan.

Vazgeçmek zorunda olduğu kişilerin olduğunu.

Bunların çoğu yıllar geçtikçe gerçekleşiyor. Yıllar geçtikçe bir şekilde öğreniliyor. Yıllar geçtikçe yıllar önce verilen öğütlerin ne kadar da değerli olduğu anlaşılıyor. Bakıyorum da iki tür insan var çevremde. Biri bunların hala farkına varamamış ve olgunluğa erişememiş diğeri ise hayatı elleri arasına yavaş yavaş almaya başlayan ve bir takım işler yapmak için koşturan kişiler. Ben bu iki tür kişileri de yakından izliyorum. Hayatı ayakları altına alan kişilerin mutluluklarına ortak olmak ve ufuk çizgisine zamanla erenlerin nasıl ayakta durduğunu görmek için.

Hayatın ilacı zaman. Unutmamak lazım ki

Zamanla anlıyor insan.

"Ben bunu istiyorum, olsun, olmalı." değil de "Hayırlısı ise olsun, olur." demenin verdiği huzuru.

Sağlıkla Kalın,

Okumak istersen;
İzlemek istersen;